Kanadın kırılır
En sevdiğin saatin yere düşmüş gibi paramparça
Yörüngeden çıkmış gibi
Patlayıp savrulan havai fişek misali
Dağlanan demir,
Hedefini biçmiş ok…
İşte öyle kırgın, işte öyle dağılmış, işte öyle isyankar, işte öyle yanık işte öyle teslimim.
Olmasın bu şehitler, ölmesin hiç gençler
Rakamlarla dans, duygularla sayma, duyularla finanstır biraz da işimiz. Rakamları raporlara, sayıları sezgilere, tahminleri gerçeğe, gerçekleri geleceğe taşımaktadır gücümüz.
Rakamlara sadece bakma, görmek istersen sana çok şey gösterir. Dinlemeyi bilirsen sana çook şey anlatır. Konuştur onları; sana söylerler nerelere gidebileceğini.
Rakamlarla dans et, çek çıkart içinde taşıdığı anlamları; ama asla oynama. Oynama ki sergilesinler sana gerçek denge ve ahengi.
Terazinde iyi tart ki ağırlığında ezilme sayıların. Çok eğlendirirler ama hiç şakaya gelmezler. Eğer iyi koklayabilirsen sayıları, çizerler sana yol haritanı ve asla getirmezler yere sırtını.
Rakam deyip geçme! Duy, oku, gör, hisset, kokla, yaşa biraz sayıları. O zaman anlarsın sayıların da sözler kadar tatlı olduklarını.
Uzun zamandır yazmıyordum. O günden bugüne bende biriken kelimeler…
Biriktirmek küçük yaşlarda hayatımıza girer …
Küçücük bir çocuğun ilk kumbarasına attığı bozuk paralarının sesinin gözlerindeki parlamaya dönüşmesi tesadüf değildir.
Biraz büyür birer pazarlama harikası olan şifre ve kuponlarla da tanışmaya başlar. Dondurma çubukları birikir, açma halkaları ya da kapaklar bir kenarda saklanır, paket içinde “Bedava” çıksın diye hummalı çalışmalar başlar, değiş-tokuş edilir, bir ton iş aslında birikir de birikir. Birikim tamamlanınca koşarak en yakın “Bakkal Amca”ya gidilir (çünkü büyük marketlerde bu tür promosyonlar geçerli değildir) ve “hediye”si hemen alınır ve bu sefer harçlıktan eksiltmeyen, dişten artanla elde edilen büyük bir keyifle tüketilir.
Öğrencilik bilgileri biriktirmeyle geçer. Bu birikim meyvesini iş hayatında, sosyal hayatta ve aile hayatında verir. Yetişkinlik dönemi ise birikimi, biriktirmeyi daha komplike hale sokar. Neyi, nasıl, neden biriktirmek sorusu daha çok kafa yorar.
Kimisi anılarını biriktirir, kimileri kin ve nefreti. Kimisi deneyim biriktirir, kimisi para… Kimisi dost biriktirir, kimisi post. Kimileri kupon, kimileri küpür…. Kimileri dert, kimileri neşe…
Dalıştan önce bir dalgıç nefesini, bir maratondaki yarışmacı tüm enerjisini, bir inanan sevaplarını, bir aktör tüm gördüğü karakterleri, bir nümismatik tarihi biriktirir de biriktirir…
Biri bir gün çıkar birikenlerin hesabını sorar, sorgular, sorgulatır… Hastalık dostlarınızı, bankalar paralarınızı, müzayede ya da bir sergi koleksiyonunuzu, hakemler kondisyonunuzu , patronlar deneyimlerinizi, zaman anılarınızı, hayat duruşunuzu…. Biriktirenler, birikimler, birikintiler…
Kimler hangilerini biriktirirler? Bu birileri kimler?