Biriktirenler, Birikintiler, Birikimler….

Nisan 19, 2014  |  GENEL

Uzun zamandır yazmıyordum. O günden bugüne bende biriken kelimeler…

Biriktirmek küçük yaşlarda hayatımıza girer …

Küçücük bir çocuğun ilk kumbarasına attığı bozuk paralarının sesinin gözlerindeki parlamaya dönüşmesi tesadüf değildir.

Biraz büyür birer pazarlama harikası olan şifre ve kuponlarla da tanışmaya başlar. Dondurma çubukları birikir, açma halkaları ya da kapaklar bir kenarda saklanır, paket içinde “Bedava” çıksın diye hummalı çalışmalar başlar, değiş-tokuş edilir, bir ton iş aslında birikir de birikir. Birikim tamamlanınca koşarak en yakın “Bakkal Amca”ya gidilir (çünkü büyük marketlerde bu tür promosyonlar geçerli değildir) ve “hediye”si hemen alınır ve bu sefer harçlıktan eksiltmeyen, dişten artanla elde edilen büyük bir keyifle tüketilir.

Öğrencilik bilgileri biriktirmeyle geçer. Bu birikim meyvesini iş hayatında, sosyal hayatta ve aile hayatında verir. Yetişkinlik dönemi ise birikimi, biriktirmeyi daha komplike hale sokar. Neyi, nasıl, neden biriktirmek sorusu daha çok kafa yorar.

Kimisi anılarını biriktirir, kimileri kin ve nefreti. Kimisi deneyim biriktirir, kimisi para… Kimisi dost biriktirir, kimisi post. Kimileri kupon, kimileri küpür…. Kimileri dert, kimileri neşe…

Dalıştan önce bir dalgıç nefesini, bir maratondaki yarışmacı tüm enerjisini, bir inanan sevaplarını, bir aktör tüm gördüğü karakterleri, bir nümismatik tarihi biriktirir de biriktirir…

Biri bir gün çıkar birikenlerin hesabını sorar, sorgular, sorgulatır… Hastalık dostlarınızı, bankalar paralarınızı, müzayede ya da bir sergi koleksiyonunuzu, hakemler kondisyonunuzu , patronlar deneyimlerinizi, zaman anılarınızı, hayat duruşunuzu…. Biriktirenler, birikimler, birikintiler…
Kimler hangilerini biriktirirler? Bu birileri kimler?


Yorum yazın

Comment moderation is enabled, no need to resubmit any comments posted.